Cotard sendromu: nedir, belirtileri ve tedavisi
İçerik
Halk arasında "yürüyen ceset sendromu" olarak bilinen Cotard sendromu, kişinin öldüğüne, vücudunun bir kısmının kaybolduğuna veya organlarının çürdüğüne inandığı çok nadir bir psikolojik bozukluktur. Bu nedenle, bu sendrom yüksek bir kendine zarar verme veya intihar riskini temsil eder.
Cotard sendromunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak sendrom, kişilik değişiklikleri, bipolar bozukluk, şizofreni ve uzun süreli depresyon vakaları gibi diğer psikolojik bozukluklarla ilişkilendirilme eğilimindedir.
Bu sendromun tedavisi olmamakla birlikte, psikolojik değişiklikleri azaltmak ve kişinin yaşam kalitesini iyileştirmek için tedavi yapılmalıdır. Bu nedenle, tedavi kişiselleştirilmeli ve psikiyatrist tarafından belirtilmelidir.
Ana semptomlar
Bu bozukluğu tanımlamaya yardımcı olan bazı belirtiler şunlardır:
- Öldüğüne inanarak;
- Sık sık kaygı gösterin;
- Vücudun organlarının çürüyormuş hissine kapılması;
- Zaten öldüğünüz için ölemeyeceğinizi hissetmek;
- Arkadaş ve aile grubundan uzaklaşın;
- Çok olumsuz biri olmak;
- Ağrıya karşı duyarsızlık;
- Sürekli halüsinasyonlardan muzdarip;
- İntihar eğilimi göster.
Bu belirtilere ek olarak, bu sendromdan muzdarip olanlar, organlarının çürümüş olduğu düşüncesinden dolayı vücutlarından çıkan çürük etin kokusunu aldıklarını da bildirebilirler. Bazı durumlarda, hastalar aynada kendilerini tanımayabilir veya örneğin aile veya arkadaşlarını tanımlayamazlar.
Tedavi nasıl yapılır
Cotard sendromunun tedavisi, bir kişiden diğerine büyük ölçüde değişebilir, çünkü genellikle sendromun semptomlarının başlangıcında yatan psikolojik problemi tedavi etmek gerekir.
Bununla birlikte, çoğu durumda, tedavi, antipsikotikler, antidepresanlar ve / veya anksiyolitikler gibi bazı ilaçları kullanmaya ek olarak bilişsel-davranışçı psikoterapi seansları yapmayı içerir. Kişinin kendine zarar verme ve intihar riski nedeniyle düzenli olarak izlenmesi de çok önemlidir.
Psikotik depresyon veya melankoli gibi en şiddetli vakalarda, doktor tarafından belirli bölgeleri uyarmak ve sendromun semptomlarını daha kolay kontrol etmek için beyne elektrik şoku uygulanmasından oluşan elektrokonvülsif terapi seansları yapılması önerilebilir. . Bu seanslardan sonra genellikle ilaç tedavisi ve psikoterapi yapılır.